İsyan insanın içindeki sonsuzluk iradesinin nefsin sefaletleriyle ihtiraslarına ve bunlardan doğan zulümlere karşı ayaklanmasıdır
“Gerçek hürriyete sahip insanoğlunun yanına gidiyorsunuz ve ona bir başka insanı gösteriyorsunuz. Bu ikincinin elleri, kolları bağlanmıştır. Hür İnsana diyorsunuz ki: bu kolları hem cinsine vur, onu döv, onu ez, ona karşı istediğin gibi davran! Hür insan geriliyor; ben bunu yapamam, hürriyetim manidir, diyor. İnsanlığımın cevherinde bir şey var ki dediklerinizi yapmak isterken bana karşı geliyor ve ben zalim olamıyorum.” (Topçu, 2012e, s. 73)
“Hareket ettirici kuvvetler çok ve çeşitlidir dedik, frenleyici kuvvet de acaba öyle midir? Hayır. Zira o, insanın şahsiyetinden tek bir kuvvettir. Bu şahsiyetin örgsünde ise merhamet ve adalet duyguları, şeref ve hasiyet hissi, hakikat aşkı ve insan sevgisi gibi yüksek ruhi unsurların hissesi vardır ve o hepsinin birleşmesinden meydana gelen bir bütün kudrettir. Vicdan adını alır.” (Topçu, 2012e, s. 76)
“İsyan: fertte ve onun ihtirasında, kâinatın ve kendisinin hiçliğini ortaya koyan küçümseme; aşka içinde sonsuza atılarak bedenini ve ruhunu hiçe sayarcasına ızdıraba adanan harekettir’’ (Topçu, 2012c, s.208)
İsyan, ‘‘insanın içindeki sonsuzluk iradesinin nefsin sefaletleriyle ihtiraslarına ve bunlardan doğan zulümlere karşı ayaklanmasıdır.” (Topçu, 2012d, s. 51).
“Hallacın mistikliği Allah’ın iradesine boyun eğmek için bedene bağlı iradeden, bencil ve hayvani benlikten tam olarak sıyrılmaya yöneliktir. Bu, insanda ilken halde mevcut olan benliğin kendinde yaşattığı arzulardan tamamıyla vazgeçme, bizi bizden habersiz yaratan bir başkasına, bizi muhakkak surette bizzat kendisini isteyecek şekilde yönlendirene yeniden dönmemiz gayesiyle benliğin isteklerinden vazgeçmektir. Bu şekilde insan beşeriyetini aşarak tabiat-üstü bir varlığı isterken aslında kendisini istemiş olmaktadır.” (Topçu, 2002, s. 203)
“…isyan, aşk ile merhametimizi ezerek mahkûm edici kuvvetlere karşı olursa ahlak hareketidir: nefsin şahlanmasına karşı gelmek şartıyla meşru ve insanidir: sonsuzluk yolunu tıkayan, bütünü yok eden ferdi hırs ve iradelerin karşısına dikildiği ve hepsinde de ilahi merhamet kaynağından hayat aldığı takdirde ahlaki harekettir. Nefsin arzularından gıdalanırsa şer ve zulüm olur. Ve isyan ahlaki vasfını kaybetmemek için, hareketin her anında ilahi merhamete bağlılığı muhafaza etmelidir.” (Topçu, 2013, s. 95)
“Fakat bir hareket ancak kendi içerisinde baş kaldırdığı bir nizama karşılık, yeni…daha üstün bir nizamın ihtiraslı iradesini taşıyorsa isyan adını alabilir.” (Topçu, 2002, s. 201)
“Stirner, Rousseau ve Schopenhauer gerçek isyancılar değillerdir. Zira sadece inkâr etmek istedikleri nizamla kalmayıp kendi kendilerini de ettiler.” (Topçu, 2002, s. 201)
KAYNAKLAR
Topçu, N. (2002). İsyan Ahlakı. İstanbul: Dergâh Yayınları.
Topçu, N. (2012a). Ahlak. İstanbul: Dergâh Yayınları.
Topçu, N. (2012d). Kültür ve Medeniyet. İstanbul: Dergâh Yayınları.
Topçu, N. (2012e). Var Olmak İstanbul: Dergâh Yayınları.
Topçu, N. (2013). İslam ve İnsan, İstanbul: Dergâh Yayınları.
DİĞER ESERLERİ
Topçu, N. (2003). Psikoloji. İstanbul: Dergâh Yayınları.
Topçu, N. (2012b). İradenin Davası-Devlet ve Demokrasi. İstanbul: Dergâh Yayınları.
Topçu, N. (2012c). İsyan Ahlakı. İstanbul: Dergâh Yayınları.