Ruhun İhtirasları

"İhtiraslar, ruhun ruha atfedilen ve hayvan ruhlarının bir hareketi ile meydana gelen, beslenen ve takviye edilen idrakleri ve duyguları veyahut heyecanlarıdır"

Düşünen töz yanıyla diğer varlıklardan ayrılan insanın, insanlaşma bakımından yapması gereken şey, ruhun beden üzerinde iktidar sağlaması için çalışmasıdır. Burada önemli olan konu ise ‘ihtiraslar’dır. O, ihtirasları, ‘ruhun ruha atfedilen ve hayvan ruhlarının bir hareketi ile meydana gelen, beslenen ve takviye edilen idrakleri ve duyguları veyahut heyecanları[1] olarak tanımlamaktadır. Bu noktada, beden ve ruh arasında ilişkinin ve bununla ilgili olarak ‘can ruhları’ ifadesinin açıklanması gerekir.

Ruh ile bedenin birbirine indirgenemeyen ve birbirinden tamamen farklı olan iki töz olduğunu daha önce belirtmiştik. Descartes, özellikle esas maksadının ikisi arasındaki bu ayrımı ortaya koymak ve daha sonra bu iki tözün birbirilerini nasıl etkilediğini açıklamaya çalışmak olduğunu belirtir.[2]

Descartes’e göre düşünen töz yani ruh, bedende yer alan dimağın en iç bölümlerinde bulunan bir bezde fonksiyonlarını gerçekleştirmektedir.[3] Bu bez kozalaksı bezdir.[4] Ruh, burada asılmış bir durumda[5] bulunmaktadır. Bu bezde duran ruh ile beden arasındaki bağlantıyı, kan dolaşımı[6] sayesinde hareket eden, Descartes’in ‘Hayvansal Ruhlar’ dediği ve ince bir yel ya da pek saf ve şiddetli aleve benzettiği şeyler sağlamaktadır.[7] Bunlar “durmadan yürekten beyne bolca çıkarlar, buradan sinirler aracılığıyla kaslara giderek, bütün organları harekete geçirirler.”[8] Böylece, yukarıda sözünü ettiğimiz, ‘Ruhun İhtirasları’nın oluşumu sağlanır.[9]

İhtirasların başlıca etkisi, insanların ruhunu bir takım şeyleri istemeye tahrik etmeleridir.[10]  Bu açıdan bakıldığında, ruhun beden üzerinde hâkimiyetinin sağlanması ihtirasların ruh üzerindeki etkisinin kontrol altına alınması olarak anlaşılabilir. Descartes’e göre ihtirasların kontrol altına alınması için ilk yapılacak şey onların doğasının araştırılmasıdır; aslında onun ‘Ruhun İhtirasları’ adlı eserinde yapmaya çalıştığı da tam olarak budur. Çünkü eserde birçok ihtirasın tanımı yapılmakta ve doğası incelenmektedir. İhtiraslar yok edilemeyeceği[11] için onların dizginlenmesi açısından bu araştırma, ruhun idaresi açısından önemlidir. Ona göre ayrıntılı bir şekilde çözümlendiğinde, ihtirasların doğasının iyi oldukları görülür.[12]  Bu açıdan burada başarılması gereken şey bunların yok edilmeye çalışılması değil; kötüye kullanımlarının engellenmesidir. Bunu başarabilen, ruhun beden üzerindeki egemenliğini sağlamış ve böylece düşünme yanını ön plana çıkarmış olur.

 

[1] Descartes, Ruhun İhtirasları, (çev. Mehmet Karasan), M.E.B. Yayınları, Ankara, 1972, s.26.

[2] A.y., Ahlak Üzerine Mektuplar, (çev. Mehmet Karasan), M.E.B. Yayınları, İstanbul, 1989, s.4.

[3] A.y., Ruhun İhtirasları, s.29.

[4] A.e., s.45.

[5] A.e., s.31.

[6] Descartes’in çağının bilimsel gelişmelerinden yararlandığını belirtmiştik. Ruh ve beden arasındaki ilişkiyi açıklamada kan dolaşımıyla ilgili bilimsel bilgiyi kullanması buna örnek verilebilir. Özelikle çağdaşı W. Harvey’in ortaya koyduğu bilgilerden yararlandığı görülür.

[7] Descartes, Metot Üzerine Konuşma, (çev. K. Sahir Sel), Sosyal yayınlar, İstanbul, 1994, s.51.

[8] A.e., s.51.

[9] Descartes, Ruhun İhtirasları, s.34.

[10] A.e., s.35-36.

[11] A.e., s.39.

[12] A.e., s.161.

© Mustafa Sarp. Tüm Hakları Saklıdır.

75 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi